Festival sanatçılarından Piyasalar Dalgalanıyor adlı çalışmanın sahibi Umut Özbay ile söyleşi.
Amber: Festivale Piyasalar Dalgalanıyor (2008) adlı çalışmanla katıldın. Bu çalışmanla izleyicilerine anlatmak istediğin tam olarak nedir?
Umut: Bu işle gerçekleştirmek istediğim durumlardan biri, sanatın içine daha önce katılmamış öğeler katmak. Finansal piyasalar pek de estetik bir içerik olarak kullanılan bir sistem değil. Yapısal özellikleri birbirine benzeyen ama tamamen alakasız gözüken iki dünyayı, müziği ve ekonomiyi, birbirine bağlamaya çalıştım. Aslında biraz derine indiğinizde, küresel piyasaların tekrara ve sürekliliğe dayalı ilginç bir yapısı olduğunu farkediyorsunuz. Aynı özü müzikte de bulabilirsiniz. Notalar birbiri ardına belli bir düzende yani belli bir tekrarı içerecek şekilde akar gider müzikte. Küresel piyasalarda ise 5 senede bir kriz olur, ya da zaman aralığını zoomlarsak, bir gün içinde dolar 5 kez 1.75 seviyesini görüp geri döner. Etkileşimli sanatlar beklemediğiniz bir çok şeyi birbirine bağlayabiliyor. Ve hatta sizi de bu etkileşimin içine sokabiliyor. Piyasalar Dalgalanır’da bir oda var ve bu oda bütün ekonomik verilerin aktığı bir kontrol odası. İsteyen “enter” tuşuna basıp bütün ekonomiyi çökertebilir.
Amber: Bu projenin üretim süreci nasıl gelişti?
Umut: Geçen sene bir zaman fikrini oluşturmuştum, yani ekonomide geçen sayıları müziği kontrol etmek için kullanmak iyi bir fikir gibi gelmişti ama o sıralarda, daha çok, fiziksel performansın etkileşimi ile uğraşıyordum. O yüzden bu proje yapım aşamasına 3-4 ay önce geçti. Herhalde bahsettiğiniz sürecin en zevkli anı max ile excel’in bağlandığı andı. Daha sonrası ses ve görüntü beğenmekle geçti.
Amber: Çalışmayı gelip göremeyenler için nasıl işlediğini anlatabilir misin?
Umut: Alet, finansal piyasalardan aldığı verilerle sesler üreten bir müzik kutusu diyebiliriz. Amber’da kurduğum şekliyle, ışıksız bir oda içerisinde sesleri dinliyorsunuz, ve bir LCD ekrandan borsaya bağlı olarak kayan yıldızları izliyorsunuz. Sistem, iki bilgisayar ve bir 5.1 teyple çalışıyor. Bir bilgisayar internetten verileri anlık olarak alıp excel üzerinden max’e atıyor, diğer bilgisayar da sesleri ve görüntüleri üretiyor.
Amber: Sanatta etkileşim hakkında ne düşünüyorsun?
Umut: Sanatta etkileşim yeni bir şey benim için. Bilgisayarların ve işleyişlerin bize sunduğu bir yenilik. Dolayısıyla, varlık sebebini teknolojiye bağlıyorum. Teknolojik sanatlar size ve hareketlerinize tepkiler veriyor, bu sayede sizinle etkileşim içersine giriyor. Onu kontrol edebiliyorsunuz. Ve belki de yeni bir şey ortaya çıkarabiliyorsunuz.
Güncel sanatta çoğu şey akan bir modele sahip. Görüntüler akıyor sesler akıyor, tablolar bile kıpırdar oldu. Geçenlerde etkileşimli tiyatro izledim mesela. Sensörlerle donatılmış performansçılar ve mekan, sürekli hareket içinde, oyuncular ışığı ve dekor olarak yansıtılan videoları vücut hareketleri ile değiştirebiliyorlar. İlginç bence ve zevkli.
Amber: Amber'e katılan az sayıda Türk sanatçıdan birisin. Türkiye'de dijital teknolojilerle oluşturulan sanatla ilgili ne düşünüyorsun?
Umut: Türkiye’de çok rastlanır bir durum olmasa da artıyor galiba. Amber güzel bir örneği bu artışın, 9 gün boyunca bir çok mekanda yapılacak, izlenecek, hmmm denecek bir şeyler vardı.
Amber: Ses üzerine kurgulanmış enstalasyon çalışmaları gerçekleştiriyorsun. Bize biraz obs.cure'dan bahsedebilir misin?
Umut: Obs-cure.com yaptığım parçaların, deney niteliğindeki videoların yer aldığı internet sitesi. Blog mantığıyla zaman zaman yeni şeyler yüklüyorum.
Amber: Konuya hakim olmayanlar için sınırlarını tanımlamak adına elektroakustik müziği biraz açabilir misin?
Umut: Elektroakustik müzik, çıkış şekli ve öncüleri açısından fazlasıyla akademik bir müzik olsa da şu anda bence, bilgisayar ile yapılan (tabii analog aletler de olabilir) ve parçanın ilk sesinden devamının nasıl geleceğini pek kestiremediğiniz bütün müzikleri kapsıyor. Ses dünyası önemlidir. Nasıl sesler kullandığınız ve insanda nasıl bir etki yarattığı üzerine planlar yaparsınız. Tabii, nasıl sunulduğu da oldukça önemli. Geleneksel bir müzik konserinden uzaktır elektroakustiğin sergilendiği alan. Çünkü performans yoktur elektroakustikte. Banttan dinlersiniz. Biri, hoparlör orkestrası diye tanımlardı bu durumu. Müzik dinlemeye gidersiniz ve karşınızda sadece iki (ve daha çok) hoparlör bulursunuz. Ancak, bazı örnekler vardır, mesela John Cage’le Merce Cunningham iş birliği, elektroakustik müzik sahne performansı ile birleşebilir. Veya günümüzde, Amber08’de sahne alan Palindrome’un yaptığı gibi fiziksel performans ile elektroakustik müzik oyuncakları etkileşim halinde olabilir.
Amber: Pek çoğumuzun bilmediği gibi Bülent Arel elektronik müziğin ilk öncüsüdür. Ve bu bilgiye ulaşmak çok da kolay değildir. Sen Bülent Arel'le nasıl tanıştın?
Umut: Filiz Ali’nin Bülent Arel biyografisini okumuştum. 4-5 sene önce, elektronik müzik üzerine Türkçe iki kitap vardı bildiğim. İlhan Mimaroğlu’nun kitabı ve bu biyografi. 1950’lerde Dünya’da yeni yeni başlayan bir müziğin iki öncüsü Türkiye’den çıkmış, ilginç bir durum. Bülent Arel’den Columbia Princeton’daki ilk elektronik müzik stüdyosuna, oradan Fransa’daki bir çok öncüye, IRCAM’a ve daha sonra da MİAM’a kadar uçsuz bucaksız bir dünya çıktı karşıma. Bülent Arel’in hayatı ve yaptıkları önemli bir kapı açtı benim için.
Amber: Çalışmalarındaki önemi nedir?
Umut: Bülent Arel’in müziği özgürdür, yeniyi dener, olmayanı yaratmaya çalışır, duyulmamışı duyurur. Benim de peşinden gittiğim değerler bunlar. Özgürlük ve yenilik. Ayrıca, bir teknisyen olarak Arel ve zamanının insanları tarafından keşfedilen işleyişler aracılığıyla müzik yapıyoruz şu anda. Synthesizer, davul makinesi, sequencer, modülasyon şekilleri, bilgisayar programları, bunların hepsi akademisyen teknisyen müzisyenler tarafından geliştirildi ve şu anda ne tür müzik yaptığı farketmeksizin herkes bunlardan yararlanıyor.
Amber: Bundan sonraki projelerin hakkında kısaca bilgi verir misin?
Umut: Bir dans gösterisine müzik yapmam söz konusu. Bir yandan doktoram devam ediyor. Doktora konum, etkileşimli müzik sistemleri üzerine, dolayısıyla ne kadar çok şekilde denersem bu ilişkiyi kurmayı o kadar iyi.
Daha fazla bilgi için:www.obs-cure.com
Interview with Umut Özbay
Project:Markets Fluctuate
Amber :You have attended to Amber with Markets Fluctuate. What was your purpose with this project?
Umut: One of the aspects I want to achieve with my project is that to use items that have never been used as an art object before. Financial items are not exactly aesthetically pleasing. I tried to combine two very different concepts, music and economy. If we go a little more further conceptually; you realize the constant and repetitive nature of global markets similar to music. In music, notes flow in a certain rhythm, repeating in an orderly way. In global economies there are crisis in every five years; or if we zoom in the time; dollar rises up to 1.75 Turkish Lira five times a day. Interactive art combines unexpected things together. And sometimes includes the audience in the experience. There is a room of market in Markets Fluctuate ; this room is a control room where all the financial datas stored. If one wants they could collapse the whole system by pressing “enter”.
Amber: Could you tell us your process of production?
In sometime last year I came up with this idea, I thought using the numbers in economy to control music was a good idea. But during that year I was involved with physical performances as interaction; therefore, I started working on this project 3 - 4 months ago. I guess the most exciting moment of this process you mention was when I combined MAX and EXCEL together. After that it was all about choosing sounds and visuals.
Amber: For the audience that couldn't see your project could you explain how it works?
Umut: The instrument is a kind of a music box that produces noises from the financial data. As it was installed during Amber Festival, you’re listening the sounds in a dark room and watching stars sliding synchronized with the stock market on LCD screen.
Amber: What do you think about interactivity in art?
Umut: The interactivity in arts is a new experience for me. It’s an innovation computer technologies offer. Therefore I bind its existence with the technology. Technological art reacts to viewers and their movements; as a result it interacts with them. You can control and use it to create something absolutely new.
Contemporary art has a flowing structure. Visuals and sounds flows and even the graphics are moving. A while ago I watched an interactive theatre. The performers and the room were equipped with sensors, constantly moving. The performers could control the lighting and the videos reflected to walls as decoration with their body movements. It was very interesting and fun...
Amber: You are one of the few Turkish artists that attended Amber. What do you think about art that created with digital technologies?
Umut: Even though, it is not common in Turkey; it’s getting to be. Amber is a great example of this. There are many interesting things to do, watch and experience during these 9 days.
Amber: You are creating sound installations. Could you tell us a little bit about obs.cure?
Umut: Obs-cure.com is a blog-site where I store and upload my songs and experimental videos.
Amber: For the ones who are not familiar this subject to describe the borders could you please explain electro acoustic music?
Umut: Although electroacustic music it is coming from a highly academic background; I think it cover all types of music that are produced with computers (or analog instruments) and cannot be guessed flows to from where it starts. I think sound world is very important. You think of the kinds of sounds and how they affect people. Of course the presentation is very important as well. It has to be different than where the traditional music presented because in electroacustics there isn’t any performance. You listen to a recording. Someone described it as a speaker orchestra. When you go listen to an electroacustic music and you only see two or more speakers. But there are other examples like Jhon Cage and Merce Cunningham, who combine performance with electroacustic music. Or as a recent example there is Palindrome’s physical performance interconnected with the electroacustic music during Amber08.
Amber: Most of us dont know Bülent Arel is the pioneer of electronic music and it is not easy to reach this information. So how did you learn about Bülent Arel?
Umut: Four or five years ago I read Bulent Arel`s biography by Filiz Ali. There were only 2 books I knew on electronic music then, Ilhan Mimaroglu’s book and this biography. I find it very interesting; you know the two pioneers of this new music trend during 50’s was Turkish. Later I learned about Bulent Arel to Columbia Priceton studios and to many followers in France, IRCEM and later MIAM... I can say, Bulent Arel’s life and his achievements opened a new door for me.
Amber: And how did Arel effect your work?
Umut: Bulent Arel’s music is free and innovative. He always aims for the best and the original. Those are the values I follow too, freedom and innovation. In addition, as a technician I can say that we are all using technologies that are discovered by Arel and people of his time. Synthesizer, drums, sequencer, modulation device, computer programs… all were created by academic technicians at the time. Today we – musicians - are still, regardless of the style, using these instruments.
Amber: Could you tell a little bit about your future projects?
Umut: In the future I might make music for a dance show and my postgraduate education still continuous. My doctorate is on interactive music; therefore, the more I find creative ways to combine these two the better it is.
For more information : http://www.obs-cure.com/
Translation into English: Ece Savaş Yılmaz